26 Ocak 2014 Pazar

BİR SİNEĞİN IŞIĞI ARAYIŞ HİKAYESİ

         






          Dün gece evde otururken enteresan bir deneyim yaşadım. Esasında bu durum bir sineğin, insana neler öğretebileceğine dair çok çarpıcı bir deneyimdi. Malum havalar mevsim sıcaklıklarının oldukça üstünde olduğundan, temiz hava meraklısı ben, tüm gün boyunca kapı, pencere ne varsa açtım durdum. Akşam saatlerinde hava karardıktan sonra bir de baktım ki evde oldukça büyük bir misafirimiz var, SİNEK. O anda akışına bıraktım "nasıl olsa çıkar" dedim ve ilgilenmedim. Sonra kitaplar okundu, çalışmalar yapıldı, sohbetler edildi derken saat 22:00 oldu. Dedik o kadar çalıştık bir çay içelim. Benim mutfağa gitmemle, sevgili misafirimizin oturma odamıza girmesi bir oldu meğersem hala misafirimiz bizimleymiş. Sanarsınız evin içine skorsky helikopter girdi, nasıl bir ses çıkarıyor, nasıl dönüyor, görmeye mahsustu gerçekten. Neyse dedim camı açayım, bu sefer kesin çıkar. Yok yahu çaresizlik bu ya hayvanda, durup durup cama çarpıyor ama 1 cm yanındaki hava gelen yere çıkamıyor. Çarptıkça durum öğrenilmiş çaresizliğe dönüşüyor. Çarpıyor, dönüyor, çarpıyor, dönüyor derken o anda bir şey farkettim. Hepimiz zaman zaman o şekilde davranmamış mıydık? Hep aynı duvara toslayıp durmamış mıydık? Bakış açımızı 1 cm sağa kaydırsak, çıkışı bulacakken aynı duvara çarpmayı seçmemiş miydik?

           Evet evet aynı şeyleri yaptık ve halen zaman zaman yapabiliyoruz.

          Tüm bu döngü devam ederken, dedim ki; "Strateji değiştiyoruz".  İlk önce amacı belirledim. Amaç; "sineğin doğal ortamına kavuşmasıydı". Madem sinek, tek başına bakış açısını değiştiremiyordu, o halde ben ona yardım edersem bunu başarabilirdi. İlk önce camı kapadım, perdeyi indirdim ve onun artık güvenli limanı olan "duvara toslama" durumdan çıkardım. Değişmek istiyorsa güvenli limandan ayrılması gerekiyordu. Öyle ya bulunduğumuz güvenli limanı terketmezsek yeni hedeflere yelken açamayacaktık. Adım adım gidecektik. Ben ilk önce salonun ışığını yakacaktım, bu ışık bizim ilk bebek adımımız olacaktı. Bu ilk minik hedefimizi belirledikten sonra sineği 'bildik alan' dediğimiz alandan çıkaracaktım. Çok kolay olmadı fakat oturma odasının ışığını söndürüp, salonun ışığını yaktığımda, yani hedefi albenili gösterip içinde bulunduğu durumun amaca hizmet etmediğini anladığında sinek kendini salona attı. Sonra aynı işlemi mutfak için uyguladım. Mutfağın ışığını yak, salonun ışığını söndür. Hooop sinek mutfakta. Ve son adıma gelmiştik. Balkonun ışığını yakıp, mutfağın ışığını söndürdüğümde, hedefe ulaşmıştık. Sinek yoluna gitmişti. Ben de kaldığım yerden çaylarımızı koyup oturma odasına gelmiştim.

          Şimdi belki bazılarınız; "sineğin de stratejisi mi olurmuş?" diye sorabilir. Tabii ki hayvan bunu bu şekilde yapamaz. Düşünebilmek biz insalara mahsus bir davranıştır. Ancak, hepimiz zaman zaman o sineğin yerinde olmadık mı? Bir durumun içine sıkışıp kaldığımızda, dönüp dönüp aynı duruma toslamadık mı?  Aslında çözüm için yapmamız gereken tek şey bakış açısı değişikliğidir. Çünkü bizim sıkışmamıza sebebiyet veren şey durum değil, bakış açımızdır. Bakış açımız değiştiğinde çözüm olanaklarını görebiliriz. Ve sonra hedefi belirleriz. Peki hedefi belirlemek yetiyor mu? Tabii ki yetmiyor. Atılacak adımları, hatta minik bebek adımlarını belirlememiz gerekiyor. Bu adımı atabilmek için, içinde bulunduğumuz 'bildik alan'dan çıkmamız gerekiyor. Bir çoğumuz 'bildik alandan' çıkmanın zor olduğunu söyler. Oysa ki, minik bebek adımının ışığını yakıp, albenili gözükmesi için parlattığımızda; tosladığımız duvarı terketmek, kolaylıkla ve hoplaya, zıplaya olacaktır. Sonrasında tüm adımlar için aynı davranışı uyguladığımızda. Hedefe ulaşmak kaçınılmaz olacaktır.

          Bir sineğin insana neler öğretebildiğine dair yazımın sonuna gelirken, bunları yazmam için bana bu deneyimi yaşamamı sağlayan, sevgili misafirimiz sineğe buradan teşekkürlerimi iletiyorum. 

     Bir sineğin hikayesinin sonuna geldiğimize göre, biz insanların, çok daha iyilerini başarabileceğine inandığımı söylemek isterim. 

"Gerçekleşmiş hiç bir şey yoktur ki; önceden tasarlanmamış, hayali kurulmamış olsun."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder