12 Temmuz 2015 Pazar

Hiç Bir Kıyaslama Mutlu Son İle Bitmez




Çağımızın en büyük problemi KENDINI KEŞFEDEMEMEK ve POTANSİYELİ FARKEDEMEMEK Bunlar yetmezmiş gibi bir de toplumca hobimiz olan kıyaslama ile daha da zayıf düşüyoruz.

 "Komşu kızı Ayşe tıp tutturdu ya sen?" "Kuzenin Mehmet aynı anda 2 bölüm birden bitiriyor sen daha bir bölümü bitiremedin!" "Eeee sen daha iş bulamadın mı mezun olalı 1 yıl oldu, bizim kız mezun olur olmaz atandı!"
 Örnekler uzayıp gidiyor...
Sahip oldukları yetenekleri hesaba katmadan her insanı, her çocuğu aynı eğitime tabii tutmak, kıyaslamak ve aynı sonucu beklemek bir "soykırım"dır. Maalesef böyle bir yaklaşım gelecekte güçsüz bir toplumu ve mutsuz bireyleri kalıcı hale getiriyor!

Ve bu insanlar bizim insanlarımız, bizim çocuklarımız...

 İş yerinde satış hedefini tutturamadı diye işten kovulan sanatçı ruhlu insanlarımız, fen sınavından düşük not aldı diye azar işiten, ruhu edebiyat kokan çocuklarımız...

Bir de son dönemin modası var !  
Yeteneklerini belirlediğim bir çok danışanımda çok sık karşılıklaştığım bir durum; yeteneği dışındaki alanlarda kendisine zorla sunulan bu eğitimi başarmakta zorlanan çocuklara “dikkat dağınıklığı” veya “konsantrasyon bozukluğu” teşhisi koymak…

Yetenek tespit edildiğinde büyük bir çoğunluğu kendiliğinden kayboluyor.

Ve kimsecikler bu trajik tabloya sesini çıkarmıyor.

Bireyler yeteneği olmayan alanlarda başarılı olmak için çabaladıkça daha da dibe batıyor ve ileriki yaşlarında toplumun problemli kesimini oluşturuyor.


Peki hiç düşündün mü senin de en az o tıp tutturan Ayşe kadar başarılı olduğunu, kuzenin Mehmet gibi zeki olduğunu, mezun olur olmaz iş bulanlar kadar değerli olduğunu...

Aklına bunu lütfen kazı!
 Sen de herkes gibi YETENEKLİSİN, senin de için de bir CEVHER yatıyor. Sadece keşfetmen için seni bekliyor.

Çünkü...

HER İNSAN YETENEKLİ, DEĞERLİ VE ÖZELDİR...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder